Mexico City / Meksika

Meksika’yla birlikte tatil bitiyor ve yolculuk başlıyor. Meksika vizelerimizi gelmeden önce internetten almıştık ama ülkeye giriş yapmadan 1 gün önce yapılması gereken ve ne olduğunu anlayamadığımız bir işlem daha varmış; bu yüzden ülkeye girince ilk Meksika polisiyle tanıştık. Bizi bir süre bekleme salonu gibi bir yere aldılar, bagaj alım yerinin hemen yanında, camdan kedi gibi baktık çantalarımıza. Tüm yolcular bagajlarını alıp gitti sadece bizim çantalarımız kaldı. Görevli geldi ve çantalarımızı muhtemelen kayıp-unutulmuş bagaj kısmına götürmek üzereyken Ekin’le birlikte camın arkasından “heey o çantalar bizim, unutmadık, götürmeyin” gibi şeyler söylemeye çalıştık el kol hareketleriyle. Anlayışlı adammış, bıraktı çantalarımızı olduğu yere. ve biraz sonra işlemlerimizi bitiren polis bizi bıraktı ve ülkeye resmen girmiş olduk.

Türkiye’ye dönmek için 1 haftaları kalan Önder ve Ekin ile Havaalanında ayrılıyoruz. Onlar Meksika’nın güneyine gitmek üzere otobüs terminalinin yolunu tutuyor. Şehirde 4 tane otobüs terminali var, havaalanına en yakın olanı kuzey terminali. (Tapo) 4 gün sonra dönecekler, onlar dönene kadar şehri biraz keşfedip kalacak güzel bir yer bulmayı planlıyoruz.

Şehrin kaosuna  kendimizi bırakmadan önce havaalanından merkeze nasıl gidebileceğimizi soruyoruz birine; en uygun yol (yani ekonomik olarak: ) metrobüs ile gitmek diyor ama biniş kartı olması lazımmış. Çıkarıp cebinden bir kart veriyor, içinde biraz para var ama ne kadar emin değilim diyor, yardımsever Meksikalılarla böyle başlıyor ilişkimiz. Metrobüs sırasında Alman bir kızla tanışıyoruz. O da şehir merkezinde bir hostele gidiyormuş, takılıyoruz peşine. Bolca durak sonra Hidalgo durağında iniyoruz hep beraber. Mexico City metro ve metrobüs ağlarıyla örülü, ayrıca tralaybüs ve şehir içi otobüs hatları var. 12 ayrı metro hattıyla neredeyse şehrin tamamına ulaşabilirsiniz ve fiyatlar gayet uygun. Yol için kişi başı en yüksek 5 peso ödedik, o da 1 TL bile etmiyor. Alman arkadaşımız önceden yaptığı rezervasyon ile odasına giderken bizde başlıyoruz oda fiyatı için pazarlığa. Türkiye’den geldiğimizi öğrenince resepsiyondaki görevli çok şaşırıyor ve heyecanla kardeşinin 2 yıldır İstanbul’da yaşadığını anlatıyor ve hostele Türkiye’den gelen ilk misafirler olduğumuz için indirim yapıyor. Harika bir hostel değil ama konum olarak 2 günde merkezdeki pek çok yeri gezmemizi sağlıyor.

Meksika paralarından örnekler (Peso)

Meksika paralarından örnekler (Peso)

Meksika'da Milli Piyango biletleri :)

Meksika’da Milli Piyango biletleri :)

Mexico City Metro Hatları

Mexico City Metro Hatları

Devrim Meydanı ve Devrim Müzesi

Mexico City – Devrim Meydanı ve Devrim Müzesi

Aztek İmparatorluğu’nun başkentliğini yapmış olan Mexico City bugün dünyanın en büyük şehirlerinden biri. Şehir 2.250 metre yüksekte kurulmuş haliyle havasına adapte olmakta zorlanıyoruz. Küba’nın tropikal ikliminden sonra kuru havası ile çarpıyor bizi. Bu aylarda (Ocak-Şubat) kış mevsimi yaşanmakta fakat gündüz güneş oldukça yakıcı. Gün içinde tüm mevsimleri yaşamak mümkün, dağların dışında kar görmek ise mucizevi  bir olay. Uzun yıllardır hiç kar yağmamış Mexico City’ye.

Xochimilco kanalları

Xochimilco kanalları

Xochimilco

Xochimilco

Xochimilco'da denk geldiğimiz dini tören

Xochimilco’da denk geldiğimiz bir dini tören / festival tadında(Dia de la Candelaria)

Dini bir törenden

Dini törenden

Xochimilco sokaklarından

Xochimilco sokaklarından

kanallara yanlış yerden girdiğimiz için bizi kurtarmaya gelen ekip :)

kanallara yanlış yerden girdiğimiz için bizi kurtarmaya gelen ekip :)

Mexico City’de dolanırken kimi zaman kendinizi Avrupa’nın göbeğinde gibi hissediyoruz kimi zaman da Asya’da! İstanbul gibi içinde herşeyi barındıran bir metropol burası ki İstanbul da Mexico City’nin 41 kardeş şehrinden birisiymiş! Meksika’nın İspanyolca, Quechua ve Takalotça olmak üzere 3 farklı resmi dili olsa da, halen konuşulmakta olan 67 faklı dil mevcut imiş. Tabii ya! Biz de neden anlayamıyoruz İspanyolcalarını diyorduk!

Mexico City'de sıradan bir cumartesi

Mexico City’de sıradan bir cumartesi

Juarez Anıtı

Juarez Anıtı

Zocala Meydanı /

Zocala Meydanı / Metropolitana Katedrali

Hostelde geçen 2 gecenin ardından Distrito Federal (DF) – Coyoacan sınırında yaşayan Adrian adlı bir Meksikalının odasını kiralıyoruz. Adresi bulmakta epey zorlanıyoruz taa ki başka bir Meksikalı yardımımıza koşana kadar. Önce yaklaşıp bir yer mi arıyorsunuz diye soruyor, ardından adrese bakıp neresi olduğunu çıkarmaya çalışıyor, son aşamada Adrian’ın telefon numarasını alıyor bizden ve arayıp “burada sizi arayan 2 kişi var” diyor, 2 dakika içinde Adrian geliyor. Bu olayın benzerlerini pek çok defa yaşıyoruz Meksika’da, tecrübeyle sabittir Meksikalı insanlar gerçekten çok yardımsever.

Zocalo Meydanı

Zocalo Meydanı

Mafya arabası değil; kiralık gelin arabası :)

Mafya arabası değil; kiralık gelin arabası

Mexico City’nin en ünlü meydanlarından bir tanesi de Mariachilerin mekanı olan Garibaldi Meydanı. Tequila ve Mezcal Müzesi de bu meydanda aynı zamanda ve akşam ziyaretlerine açık. Seyyar müzisyen Mariachiler yöresel kıyafetleri, geniş şapkaları ve harika müzikleriyle tüm meydanı kaplamışlar. Meydanın hemen yanında çok eğlenceli mekanlar da var ki bir tanesi “Guadalajara de Noche” ve müzisyenleri gerçekten çok başarılı, yolu düşenlere tavsiye ederiz.

Garibaldi Meydanı ve Mariachiler

Garibaldi Meydanı ve Mariachiler

Tequila ve Mezcal Müzesinden

Tequila ve Mezcal Müzesinden

20150208_061229

Guadalajara de Noche

Meksika’da Yemek Kültürü

Meksika deyince ilk akla gelen şeylerden birisi de elbette Meksika mutfağı. Sokaklar yemek tezgahlarıyla dolu. Mısır ve buğday unundan yapılan küçük yufkaların (tortilla) içine aklınıza gelebilecek her şeyi koyabiliyorlar. Her tezgahta çeşitli iç harçlar hazırlanmış bir şekilde mevcut ve sen istediğini içine koydurup taco’ya dönüştürebiliyorsun. Bizdeki gözlemeye benziyor ama kendine has bir kokusu var bu tacoların. Bazen rahatsız edici olabiliyor bu kokular ama bin tane tacocu var şehirde, illa ki bulunuyor damak tadımıza uygunu. Favorimiz mantarlı-peynirli ve kabak çiçeği-peynirli taco! Kahvaltıda siyah fasulye, pirinç tüketimi yaygın. Bunun dışında chilaquiles adlı kahvaltı çok yaygın; ki Adrian bize bir sabah hazırladı ve gerçekten lezzetliydi. Yeşil domates, sarımsak ve soğandan oluşan sosu kıtır tortillaların üzerine döküp üstüne de peynir koyarak hazırlanıyor bu chilaquiles, sosu çeşitlendirmek de mümkün. Tabi biraz acı. Meyve tüketimi de çok yaygın ama meyveleri de acılı sosla tüketmeyi seviyorlar. Meksikalılar yemek konusunu biraz abartmış sanırım; bir Kübalı nasıl müzik dinlemeden bir iş yapamıyorsa bir Meksikalı da yemek yemeden bir iş yapamıyor! Bu kadar çok abur cubur tüketen başka bir halk var mıdır henüz bilmiyorum ama insan gerçekten hayret ediyor : )

Sokak tezgahları

Sokak tezgahları

çeşitli böcekler/ çerez niyetine

çeşitli böcekler-çerez niyetine / ve sigaralar tek tek satışta

taco sırası beklerken

taco sırası beklerken

karides kokteyli ve hindili sandviç

karides kokteyli ve hindili sandviç

chilaquilles

tipik Meksika kahvaltısı chilaquiles

Mexico City kaldığımız süre boyunca en çok gördüğümüz şeyler müze, duvar resimleri, yemek ve  insan kalabalığı oluyor. Şehirde çok fazla sayıda müze var ve bazılarının girişi ücretsiz. Mexico City’yi hakkını vererek gezebilmek için bir ay ayırmak gerek. Eğer kısıtlı bir zaman dilimine sahipseniz; Ulusal Antropoloji Müzesi, Frida Kahlo Müzesi, Diego Rivero Müzesi, Anahuacalli Müzesi, Troçki Müzesi ilk akla gelenler. Müzeler ve açık olduğu günlerle ilgili daha fazla bilgi için: http://www.allaboutmexicocity.com/museums.htm

Frida Müzesi / Mavi Ev

Frida Kahlo Müzesi / Mavi Ev

Frida Kahlo Müzesi

Frida Kahlo Müzesi

Frida Kahlo hatırası

Frida Kahlo hatırası

Frida Kahlo Müzesi

Frida Kahlo Müzesi

Frida'nın evinden

Frida’nın evinden

Mavi Ev'in bahçesi

Mavi Ev’in bahçesi

Antropoloji Müzesinin önünde bulunan tanrıça Coatlicue heykeli. Boyu 2.70,  Ağırlığı 20 ton

Antropoloji Müzesinin önünde bulunan tanrıça Coatlicue heykeli. Boyu 2.70, Ağırlığı 20 ton

Antropoloji Müzesinden

Antropoloji Müzesinden

Antropoloji Müzesinden

Müze Hatırası :)

20150205_222451

Antropoloji Müzesinden

Antropoloji Müzesinden

Antropoloji Müzesinden

Güneş Taşı / Antropoloji Müzesinden

Aztek Güneş Taşı (çapı:3.60 metre, ağırlığı: 24 ton ) / Antropoloji Müzesi

Rastgele girdiğimiz bir müzeden işlenmiş fildişi. Meksika'da gördüğümüz en güzel şey dersek abartmış olmayız sanırım

Rastgele girdiğimiz bir müzeden işlenmiş fildişi. Meksika’da gördüğümüz en güzel şey dersek abartmış olmayız sanırım

Troçki'nin çalışma odası

Troçki’nin çalışma odası/ Troçki Müzesi

Troçki'nin gençliğinden bir fotoğraf

Troçki’nin gençliğinden bir fotoğraf

Troçki'nin İstanbul günlerinden bir fotoğraf / Adalar

Troçki’nin İstanbul günlerinden bir fotoğraf / Büyük Ada

Adrian’ın evinde kendimizi çok rahat hissediyoruz, peynircimiz meyvecimiz derken mahalleden biri gibi oluyoruz haliyle 10 günde. Misafir gibi değil ev arkadaşı gibiyiz. Beraber yediğimiz uzun akşam yemeklerinin sonunda “ne olacak bu Meksika’nın hali” kıvamına geliyoruz hep. Meksika’nın şu an sahip olduğu dev uyuşturucu-mafya sorunlarının yanlış devlet politikalarından kaynaklandığını düşünüyor. Şaşırmıyoruz elbette. Bugün Meksika’da özellikle kuzey kesimlerindeki bazı eyaletlerin çok tehlikeli olduğu herkesçe bilinen bir gerçek. Yaşanan sorunlar için çözüm üretmek yerine kartellerle işbirliği yapıldığını söylüyor Adrian. Mevzular uzun, can sıkıcı, benzer… Salud diyelim şimdilik…

Adrian'ın evinde kurduğumuz sofra : )

Adrian’ın evinde kurduğumuz sofra : )

pazar tezgahları

pazar tezgahları

Çanakkale Sünger Shot House Meksika'da kurtlu mezcal deniyor : )

Çanakkale Sünger Shot House Meksika’da kurtlu mezcal deniyor : )

Mexico City’de en büyük eğlencelerimizden biri metro yolculuğu yapmak.  Şehir canlı bir yeteneksizsiniz programı gibi! Parklarda, bahçelerde, metroda her an her yerde performans izleyebilir ya da dinleyebilirsiniz. Birkaç defa durağımızda inmeyip son durağa kadar gitmişliğimiz var bu yüzden. Her durak ayrı sürpriz. Önderle yıllar önce üniversitede yaptığımız işi burada biraz daha geliştirmişler, sırt çantalarında hoparlörle dolaşıp şarkı dinletiyorlar ve tabi kopya cd ler satışa hazır. Arada gelen dilencileri saymazsak metro yolculukları oldukça eğlenceli, gündüz saatlerinde Bella Artes- Tasquena hattını öneririz.

Metro yolculuklarından / küçük maya

Metro yolculuklarından / küçük maya

Mexico City’deki günlerimizin birini Meksika’da “tanrıların doğduğu şehir” olarak adlandırılan Teotihuacan’da geçiriyoruz. Meksika’nın en yüksek ikinci piramidi olan ve inşaatında 3.000.000 metreküp malzeme kullanılmış olan Güneş Piramidi (Piramide de Sol) burada. Ve hemen çaprazında Ay Piramidi (Piramide De La Luna) yükseliyor. Piramide çıkmak için uzun kuyruklar oluşmuş, hava çok sıcak ve kurak görüntü daha da yakıyor. Meksikalıların o büyük şapkaları ne kadar da anlamlıymış yaşayarak öğreniyoruz.

Güneş ve Ay Piramitleri

Güneş ve Ay Piramitleri

Teotihuacan

Teotihuacan

Teotihuacan Müzesinden

Teotihuacan Müzesinden

Bu arada Mexico Ciyt’deki 1 haftanın sonunda Önder ve Ekin’i uğurluyoruz. Onları çok özledik bile..

Meksika'da ev halleri :)

Meksika’da ev halleri :)

Yorum bırakın